Ağrısız Doğum Mümkün mü?
Jin. Op. Dr. Selçuk Somer
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Suda doğum, doğum ağrılarını azaltmada son derece etkili bir yöntem olarak öne çıkıyor. Bilimsel araştırmalar, suyun doğum ağrılarını ciddi şekilde azalttığını, hatta klasik ağrı kesiciler kadar etkili olduğunu göstermiştir. Bu durumun ardında yatan fizyolojik ve psikolojik faktörler ise şunlardır:
Ağrının Algılanması:
Doğum ağrısı, birçok etkenin birleşimiyle ortaya çıkar. İnsanların doğum sırasında hissettikleri ağrı, büyük ölçüde korku ve kaygı ile ilişkilidir. Düşünen beynimiz (korteks) geçmiş deneyimlerden, hikayelerden ve medyadan aldığı bilgilerle ağrı hissini güçlendirebilir. Ancak doğru bilgi ve eğitimle bu algı değiştirilebilir. Nefes çalışmaları ve gevşeme teknikleriyle, doğum ağrısı daha tolerable hale getirilebilir.
Suyun Fizyolojik Etkisi:
Suyun doğum ağrılarını azaltma etkisi, birkaç fizyolojik faktöre dayanır:
- Spazmları Azaltma: Su, kas spazmlarını çözer. Kas spazmları doğumda ağrıyı tetikleyen ana etkenlerden biridir. Suyun içinde kaslar rahatlar ve bu da ağrının azalmasına yardımcı olur.
- Dolaşımı Artırma: Su, vücutta kan dolaşımını artırarak oksijen taşınımını iyileştirir. Oksijen yetersizliği ağrıyı artıran bir faktördür, dolayısıyla suyun etkisiyle daha fazla oksijen taşıyan kan, ağrının hafiflemesine katkıda bulunur.
- Endorfin Salgısı: Su, vücutta doğal ağrı kesiciler olan endorfinlerin salgılanmasını artırır. Bu da doğum sırasında ağrının azalmasına yardımcı olur.
Psikolojik ve Fiziksel Destek:
Suya giren kadınlar, genellikle daha az ağrı hissederler ve doğum sürecine daha pozitif bir şekilde yaklaşabilirler. Su, rahatlatıcı bir ortam sunar, kasları gevşetir ve vücudun doğum için hazırlıklı hale gelmesine yardımcı olur. Bu nedenle doğum sırasında su kullanımı, ağrı kesici ilaçlara ihtiyaç duyulmadan doğumu daha rahat hale getirebilir.
Uluslararası Kabul:
Dünya çapında tıp dernekleri, doğumun açılma döneminde her kadına suyun kullanılması gerektiğini öneriyor. Su, ağrıyı azaltan en etkili ilaç dışı yöntemlerden biri olarak kabul ediliyor. Gerektiğinde kadın suya girip doğum yapabilir, veya havuzdan çıkıp kara doğumuna geçebilir; ancak suyun sağladığı rahatlık ve ağrı kesici etkisi doğum sürecinde büyük bir fark yaratır.
Suda doğum, ağrıyı azaltmanın yanı sıra doğum sürecini daha yönetilebilir ve doğal hale getiriyor. Suyun fizyolojik etkileri, doğum ağrısını hafifletirken, kadının doğum sürecine olan bakış açısını da iyileştiriyor. Bu nedenle suda doğum, ağrısız doğum için önemli bir destek sağlayan doğal ve bilimsel olarak kabul edilmiş bir yöntemdir.
Suya Doğan Bebek Neden Nefes Almaz?
Suda doğumla ilgili en çok merak edilen ve endişe duyulan konulardan biri, bebeğin doğum sırasında suyun içinde nefes alması ve bu suyun akciğerlerine kaçmasıdır. Ancak pratikte, böyle bir durum söz konusu değildir ve bebeklerin suyun içinde nefes almaması için bir dizi fizyolojik mekanizma devreye girer. İşte bunlar:
Nefes Alma Refleksi ve Oksijen Teması:
Bebeğin nefes almayı başlatan mekanizma, cildindeki oksijenle ve karbondioksitle temasla uyarılır. Ancak suyun içinde doğan bir bebek, göğsüyle oksijenle temas etmediği için nefes alma refleksi devreye girmez. Bu, suyun içinde nefes almayı engeller.
Oksijen Seviyesi ve Kordon Kesilmesi:
Kara doğumlarında, kordon hemen kesildiği için bu refleks hızla oluşabilir. Ancak suda doğumda, kordon kesilmeden önce oksijenlenmeye devam edilir. Bu sayede bebek, suyun içinde oksijen almaya devam eder ve nefes almaya gerek duymaz.
Dalma Refleksi:
Bebeğin doğum öncesinde sahip olduğu bir başka mekanizma da “dalma refleksi”dir. Suya değen bebek, nefes yolunu kapatır. Bu refleks, suyun ağzına girmesini engeller. Ayrıca, suyun içinde yer çekiminin etkisi azaldığı için, bu da nefes almayı engelleyen bir faktördür.
Yavaş Hayata Geçiş:
Suya doğan bebeklerin hayata geçişi, genellikle daha yumuşak ve sakin olur. Bebeğin doğumdan sonra hemen ağlamaması veya nefes almaması korkutucu olabilir, ancak bu gayet normaldir. Bebekler, suyun içinde yavaş yavaş nefes almaya başlarlar.
Deneyim ve Gözlemler:
Binlerce suda doğum tecrübesi olan ebe ve doktorlar, içeride herhangi bir problem olmadan nefes alan bebeklere rastlamadıklarını belirtmektedirler. Bebeğin nefes alması, genellikle bir problem oluştuğunda görülür. Bu gibi durumlarda ise doktorlar, bebeğin güvenliği için gereken müdahaleyi yapar ve anneler güvenle izlenir.
Güvenlik:
Suda doğum sırasında bebeğin nefes alması ile ilgili doktorlar arasında endişe bulunmamaktadır. Eğer herhangi bir sorun tespit edilirse, bebeği dışarı almak ve müdahale yapmak için hazır olunur.
Suda doğum, bebek için güvenli bir doğum yöntemidir. Bebeğin suyun içinde nefes almaması için birçok doğal mekanizma devreye girer ve doğum sonrası geçiş süreci genellikle sakin ve yavaş olur. Bu sebeple, bebeğin suyun altında nefes almaması konusunda endişe etmeye gerek yoktur; doktorlar ve ebe adayları, her aşamada güvenlik önlemleri alarak süreci yönetirler.
Jin. Op. Dr. Selçuk Somer
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Tıp eğitimini İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde almış ve 1988 yılında mezun olmuştur. Aynı yıl, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kadın Hastalıkları ve Doğum alanında uzmanlık eğitimine başlamıştır.
1993-1995 yılları arasında Almanya’da Batı Berlin Üniversitesi (Freie Universität) ve Münster Üniversitesi’nde Perinatoloji alanında çalışmıştır. Bu süreçte doğum öncesi hastalıkların teşhisi ve tedavisi ile endoskopik operasyonlar konusunda özel araştırmalar yapmıştır.
Dr. Somer’in özellikle amniyosentez, koryonik villus örneklemesi (CVS), Doppler ultrasonografi, kadın kanserlerinin erken teşhisi ve tedavisi, endoskopik operasyonlar gibi alanlarda uzmanlığı bulunmaktadır.