Dil Kanseri

Doç. Dr. Mazhar Çelikoyar
Kulak Burun Boğaz Uzmanı
Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı

Dil kanserinin tanısı ve evrelemesi nasıl yapılır?

Dil kanseri tanısı öncelikle şüpheyle konulur. Hastamızda iyileşmeyen bir dil yarası, dilde şişlik veya dilde hareket kısıtlılığı gibi bulgular gördüğümüzde aklımıza bu durum gelir. Eğer şüphede kalıyorsak, ilk yapacağımız işlem, hastalıklı bölgeden parça almaktır.

Alınan parça, patoloji uzmanları tarafından incelenir ve ardından tanıyı koyarız. Bu aşamada, muayene sonrasında şüphe nedeniyle parçanın alınması ve incelenmesi ile dilde kanserli bir dokunun varlığını ortaya koymuş oluruz. Ancak bu yeterli değildir.

Artık kanserden söz etmeye başladığımızda, dildeki kanserin yaygınlığını, boyun dokularına yayılıp yayılmadığını ve uzak yayılımın olup olmadığını anlamak isteriz. Dil kanserleri, boyutlarına göre, yani büyüklüklerine göre santimetrik olarak değerlendirilir. Örneğin, iki santimden küçükse ilk evre, iki ile dört santim arasında ise ikinci evre kabul ederiz.

Aynı zamanda boyun dokularının yayılımı, çevre kritik yapıları tutup tutmadığı ve uzak dokulara göre bir evreleme yapılır. Sonuç olarak, dil kanserinin varlığı halinde vücuttaki boyut da değerlendirilerek evreleme yapılmış olur.

Dil kanserinin tedavisi nasıl yapılır?

Baş boyun kanserlerinde iki tedavi yöntemi ön plana çıkmaktadır: cerrahi ve radyoterapi. Bu tedavilerden hangisini seçeceğimizi ve hangisinin hastaya uygun olduğunu, aslında aramızda ve hastamızla birlikte konuşarak belirleriz; uygunluğuna karar verdikten sonra uygulamaya geçeriz.

Cerrahi tedavi, dilin hastalıklı bölümünün çıkarılmasını ifade eder. Burada dikkat ettiğimiz nokta, geri kalan dilin yeterince işlev görebilecek durumda olmasıdır. Eğer çalışamayacaksa, ona yardımcı olabilecek doku transferi gerekip gerekmediğini anlamamız önemlidir. Bu nedenle cerrahi tedavi, sadece dilin bir bölümünü çıkarmaktan ibaret değildir. Genellikle boyun dokularını da temizlemek amacıyla, boyun diseksiyonu adı verilen cerrahi müdahale de gereklidir.

Radyoterapi ise bu bölgede genellikle tamamlayıcı olarak tercih ettiğimiz bir tedavi türüdür. Bazı durumlarda, kişinin durumu cerrahi tedaviye uygun değilse, sağlığı iyi değilse ya da tercihi kesinlikle bu yöndeyse, tek başına radyoterapi veya kemoterapi ile güçlendirilmiş radyoterapi uygulanabilir.

Dil kanseri ameliyatı sonrası konuşma ve yutma nasıldır?

Dil kanseri tedavisi sonrası üç ana işlevde etkilenme olabilir: nefes alma, yutma ve konuşma. Nefes almadaki etkilenmeyi, eğer dilin arkasında bir hastalık yoksa, genellikle daha az görürüz. Ancak yutma açısından dilin önemli bir işlevi vardır; ağzımızda hazırladığımız lokmayı arkaya atmayı sağlar ve bu, yutmanın ilk aşamasıdır. Bu aşamanın sağlanabilmesi için dilin yeterince hacimli ve işlevsel olması önemlidir.

Eğer cerrahi olarak bir bölüm çıkarmışsak, yeni bir dil oluşturmak için özen gösteririz. Bu sayede kişi hem yutma işlevini sürdürebilir hem de konuşma yetisini gerçekleştirebilir. Yani, dilin işlevselliğini sağlamak, ana amaçlarımız arasında yer almaktadır.

Doç. Dr. Mazhar Çelikoyar

Doç. Dr. Mazhar Çelikoyar

Kulak Burun Boğaz Uzmanı
Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı

Doç. Dr. Mazhar Çelikoyar 1959’da Buca, İzmir’de doğdu. Liseyi Tarsus Amerikan Koleji’nde 1976’da bitirdi.

1982 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Dr. Çelikoyar, Şişli Etfal Hastanesi’nde başladığı Kulak-Burun-Boğaz(KBB) ihtisasını Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı’nda tamamlayarak 1989 yılında KBB Uzmanlığını aldı.

Doç. Dr. Çelikoyar 1989-1993 yılları arasında Şişli Etfal Hastanesi KBB Kliniği’nde Başasistan, 1993-1997 yıllarında da aynı klinikte Şef Muavini olarak eğitim verdi.

1992-1996 yıllarında yurtdışında; Fransa’da Institut Gustave Roussy’de ve yine Fransa’da Suresnes’de Hopital Foch’ta  Professeur Frederic Chabolle’un kliniğinde College de Medicine bursiyeri olarak görev yaptı.