Glomus Tümörü Tedavisi ve Ameliyatı

Prof. Dr. Çetin Vural
KBB & Baş ve Boyun Hastalıkları Uzmanı

Merhaba, ben Dr. Çetin Vural.

Bugün size boyunda görülen glomus tümörlerinden söz etmek istiyorum. Glomus tümörü, boyundaki şah damarlarının, tıptaki adıyla karotis arterlerin etrafından veya hemen yanında seyreden vagus sinirinden kaynaklanan tümörlerdir. Genellikle, oradaki kan basıncını algılayan cisimciklerin içindeki hücrelerden oluşurlar. Bu tümörlerin bir özelliği, damardan zengin olmalarıdır; bu nedenle çok fazla kanlanırlar.

Hastalar genellikle bu tümörleri, boyunlarının üst kısımlarında, çene köşesinin hemen arkasında bir şişlik şeklinde rastlantıyla fark ederler. Bu tümörler yavaş büyür ve üzerindeki ciltte kızarıklık veya sertleşme gibi belirti vermezler. Yıllar içerisinde büyüyebilirler. Bazen hastalar, başka nedenlerle çekilen ultrason, bilgisayarlı tomografi veya MR gibi tetkiklerde bu tümörlerini fark ederler.

Teşhis nasıl konulur? Pek çok hastalıkta olduğu gibi, iğne ile parça almak boyundaki tümörler için ameliyat öncesi bir teşhis yöntemi olabilir. Ancak bu tümörler damardan çok zengin olduğu için iğne ile parça almak kanamalara yol açabilir. Bu nedenle genellikle bu yola başvurulmaz. Ultrason, bilgisayarlı tomografi veya MR incelemeleri ile ön teşhis konulabilir; kesin teşhis ise ameliyatla çıkarılmasıyla konur.

Tedavisi nedir?

Bu tümörler genellikle boyundaki şişlik dışında fazla belirti vermezler. Çok irileştiğinde içerideki bademciklere baskı yapabilirler, ancak genelde başka bir belirti vermezler. Glomus tümörleri iyi huyludur ve vücudun başka bölgelerine nadiren sıçrarlar; metastaz yapmayan tümörlerdir. Bu tümörlerin tedavisinde tek yöntem ameliyattır; radyoterapi veya kemoterapi etkili olmaz.

Ameliyat sırasında tümörün üzerindeki cilt kesisi ile tümöre ulaşılır. Tümör, şah damarından veya çok yakınında bulunduğu şah damarından sıyrılarak çıkarılır. Bu aşamada şah damarının, özellikle beyne giden dalının korunması çok önemlidir. Zira zarar görmesi durumunda, tüm vücudu etkileyen felç gibi ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Tümör, şah damarına zarar vermeden çıkarıldığında tedavi edilmiş sayılır.

Eğer tümör, şah damarının duvarından değil de vagus sinirinden kaynaklanıyorsa, ameliyat sonrası ses kısıklığı olma ihtimali yüksektir. Bu nedenle, vagus sinirinden kaynaklanan glomus tümörü teşhisi konduğunda, ameliyat kararı hasta ile birlikte tartışılarak verilmelidir. Şah damarı korunduğunda, tümör tamamen tedavi edilmiş olur ve nüksetme olasılığı çok düşüktür.

Glomus Tümörü Belirtileri Nelerdir?

Glomus tümörlerinin belirtilerinden bahsetmek istiyorum. Özellikle boyun bölgesindeki glomus tümörleri genellikle çok yavaş büyüyen şişlikler şeklinde kendini göstermektedir ve yerleştiği bölgeler boynun üst yan kısımlarıdır. Hastalar bazen rastlantıyla, bazen de yıllar boyunca bu bölgedeki şişliğin varlığını bilmektedir. Kimi hastalarımızda, başka sebeplerle çekilen boyun filmlerinde, ultrason veya MR gibi tetkiklerde bu tümörün varlığı ortaya çıkmakta ve hasta tümörün varlığını bu film çekildikten sonra anlamaktadır. Genellikle bu şişlik, ağrısız ve yavaş büyüyen bir şişlik olup, başka belirti vermemektedir.

Glomus Tümörü Tedavisi Nasıl Yapılır?

Boyundaki glomus tümörlerinin tedavisinin nasıl yapılacağından bahsetmek istiyorum. Boyundaki glomus tümörlerinin tedavisi cerrahidir; yani ameliyat gerektirir. Bu tümörler yavaş da olsa büyüyen ve hayati organlara oldukça yakın olan tümörlerdir. Eğer yıllar geçmesine izin verilirse, bu tümörler büyüyerek tedavi ve ameliyatı daha güç hale getirebilir. Bu nedenle, bir kez teşhis edildiğinde hastanın anestezi almasına engel bir durum yoktur. En doğrusu, titiz bir cerrahi ile bu tümörü vücuttan tamamen uzaklaştırmak ve hastanın sağlıklı bir şekilde yaşamına devam etmesini sağlamaktır.

Glomus Tümörü Ameliyatı Ne Kadar Sürer?

Glomus tümörleri, özellikle boyun bölgesindeki glomus tümörleri, şah damarının çeperinden veya vagus adı verilen, kafa tasından göğüs boşluğuna ve karın boşluğuna kadar uzanan bir sinirin gövdesinden kaynaklanan tümörlerdir. Bu tümörlerin ameliyatı genellikle 2 ila 4 saat arasında sürmekte ve bu sürenin sonunda tümör çoğu kez tamamen vücuttan uzaklaştırılmaktadır.

Glomus Tümörü Ameliyatı Riskleri Nelerdir?

Glomus tümörü ameliyatının risklerinden bahsetmek istiyorum. Boyun bölgesindeki glomus tümörlerinin ameliyatında, her ameliyatta olduğu gibi bazı riskler söz konusu olabilmektedir. Ancak titiz bir cerrahiyle bu riskleri en aza indirmek mümkündür.

Öncelikle, şah damarının duvarından veya ona çok yakın bölgelerden kaynaklanan bu tümörlerin çıkarılması sırasında şah damarının dikkatli bir şekilde korunması, zarar görmemesi temel prensiptir. Ayrıca, o bölgede önemli bazı sinir yapıları da bulunmaktadır. Bunlar arasında ses tellerini hareket ettiren sinirler, dili hareket ettiren sinirler, omzu hareket ettiren sinirler ve belki de alt dudağı hareket ettiren yüz sinirinin dalı yer alır.

Bu sinirler, ameliyat sırasında dikkatli bir cerrahi uygulanmadığında zarar görebilecek yapılardır. Bu nedenle, özel ameliyat teknikleri ve yüksek teknoloji cihazlar kullanarak bu sinirlerin korunmaya çalışılması, bu ameliyatın temel prensiplerinden biridir.

Glomus Tümörü Ameliyat Sonrasında İlave Tedaviler Gerekir mi?

Glomus tümörlerinin tedavisi, boyun bölgesindeki glomus tümörleri için günümüzde etkin olan ameliyat yöntemidir. Ameliyatla tamamen çıkarıldıklarında bu hastalık tamamen iyileşir ve ek bir tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Glomus tümörleri genellikle iyi huyludur; çok nadiren kötü huylu olup metastaz yapabilirler. İyi huylu tümörler vücuttan tamamen uzaklaştırıldığında, başka bir tedaviye, radyoterapi veya kemoterapi gibi yöntemlere ihtiyaç duyulmaz.

Glomus Tümörü Ameliyatı Sonrası Süreç Nasıldır?

Glomus tümörü ameliyatı sonrası seyir nasıl olacak? Bundan bahsetmek istiyorum. Boyundaki glomus tümörlerinin ameliyatından sonra hastalarımız genellikle iki geceyi hastanede geçirirler. Dren adını verdiğimiz, yara yerinde birikim olmaması için yerleştirdiğimiz minik borucu, ikinci gün, 24 ile 48 saat arasındaki bir süre içerisinde çekiyoruz. Bu işlemden sonra hastanın taburcu olması için genellikle bir engel kalmamakta ve hasta evine gönderilmektedir.

Glomus Tümörü Ameliyatı Sonrası Ağrı Olur mu?

Glomus tümörleri ameliyatı sonrasında hastaların karşılaşacakları durumlar hakkında bilgi vermek istiyorum. Bu ameliyat sonrası, hemen her ameliyatta olduğu gibi, boyunda bir miktar ağrı yaşanabilmektedir. Ancak bu ağrı, genellikle ameliyat sonrası verilen ağrı kesici ilaçlarla dayanılacak bir seviyeye indirilebilmekte veya neredeyse tamamen yok edilebilmektedir. Bu açıdan hastaların büyük bir sıkıntı çekmeleri genellikle söz konusu değildir. Özellikle 3-4. günden sonra bu ağrı kabul edilebilir bir hale gelmekte ve hastanın taburcu olmasının önünde bir engel oluşturmamaktadır.

Glomus Tümörü Ameliyatı Sonrası Yara İzi Kalır mı?

Boyundaki glomus tümörlerinin ameliyatlarından bahsetmişken, ameliyat sonrası nasıl bir iz ve iyileşme süreci olacağına da değinmekte fayda var. Boyunda glomus tümörlerinin bulunduğu bölgelerde, boynun yan üst kısmında 4 ila 5 cm kadar bir kesiden bu ameliyatı yapmaktayız. Ameliyat bitiminde, bu keside genellikle estetik prensiplere uygun şekilde dikiş atılmakta. Bu nedenle, başlangıçta boynun doğal kıvrımlarının içinden yapılan kesilerle, geç dönemlerde izlerin hemen hemen hiç fark edilmediği ya da çok zor fark edildiği bir iyileşme süreci söz konusu olmaktadır.

Prof. Dr. Çetin Vural

Prof. Dr. Çetin Vural

KBB & Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı

Prof. Dr. Çetin Vural, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1984 yılında mezun oldu.

Gereken sınavları ve aşamaları 2003 yılı Nisan ayında tamamladıktan sonra Kulak Burun Boğaz dalında Doçent, 2012 yılı Şubat ayında Profesör ünvanını aldı.

Dr. Çetin Vural, Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 7 yıla yakın bir süre görev yaptıktan sonra Ataşehir Acıbadem Hastanesi’nde mesleki çalışmalarına devam etmektedir.

Prof. Dr. Çetin Vural, genel kulak burun boğaz rahatsızlıklarının yanı sıra baş boyun ve yüz bölgesi iyi huylu tümörleri, kanserleri, tiroid ve paratiroid bezlerinin cerrahi olarak tedavi edilen hastalıkları ve kulak hastalıkları ile yoğun olarak ilgilenmektedir.