Otoskleroz Nedir?
Prof. Dr. Çetin Vural
KBB & Baş ve Boyun Hastalıkları Uzmanı
Merhaba, ben Dr. Çetin Vural.
Size biraz otoskleroz hastalığından bahsetmek istiyorum.
Otoskleroz hastalığına geçmeden önce, orta kulak ve orta kulaktaki kemikçiklerden söz etmek faydalı olacaktır. Burada şematik bir resim görüyoruz. Kulak zarı gösterilmiş, ve kulak zarına bitişik olan üç küçük kemikçikten ilki, Çekiç kemikçiktir. Tıpta bu kemikçik “Malleus” olarak adlandırılır. Malleus, orta kulakta Örs kemikçiğiyle (tıbbi adı “İnkus”) eklem yaparak ses titreşimlerini kulak zarından alıp iletir.
Örs kemikçiğinin iki kısmı vardır: kısa kolu ve uzun kolu. Uzun kolu, en içteki ve en küçük kemikçik olan Üzengi kemikçiğiyle (tıbbi adı “Stapes”) eklem yapar ve titreşimleri ona aktarır. Stapes kemikçiği, tabanı ile iç kulak duvarına yapışarak ses titreşimlerini iç kulak sıvılarına iletir. Böylece, kulak zarına gelen ses dalgaları, çekiç, örs ve üzengi kemikçikleri aracılığıyla iç kulak sıvılarına titreşim olarak aktarılır. İç kulakta bu titreşimler, özel hücreler yardımıyla elektrik sinyallerine dönüştürülür ve sinirler aracılığıyla beynimizdeki işitme merkezine iletilir.
Otoskleroz hastalığında ne oluyor? Sebebini tam olarak bilmediğimiz bu hastalıkta, genellikle üzengi kemikçiği tabanı etrafında bir kireçlenme oluşur. Bu durum, üzenginin titreşimini ve hareketini engelleyerek ses titreşimlerini iç kulağa iletme görevinde bir bozulmaya neden olur. Sonuç olarak, hastada işitme kaybı meydana gelir.
Otoskleroz Belirtileri Nelerdir?
Otoskleroz, halk arasında “kulak kireçlenmesi” olarak bilinen bir hastalıktır. Bu hastalık, orta kulakta bulunan üç kemikçikten en küçük ve en içteki olan üzengi (stapes) kemikçiğinin hareketsiz hale gelmesiyle ortaya çıkar. Kireçlenme, bu kemikçiğin iç kulak penceresine yapıştığı yerde oluşur ve üzenginin ses titreşimlerine tepki vererek hareket etmesini engeller. Bu da ses titreşimlerinin iç kulağa verimli bir şekilde aktarılmasını zorlaştırır.
Peki, bu hastalar ne tür şikayetlerde bulunurlar? Otoskleroz hastalığı genellikle yıllar içerisinde yavaş yavaş ilerleyen işitme kaybıyla kendini gösterir. Hastaların en belirgin şikayeti işitme kaybıdır. Çoğu hastada, etkilenmiş kulakta çınlama da mevcuttur ve bu çınlama genellikle sessiz ortamlarda daha rahatsız edici hale gelir. Bunun yanı sıra, bazı hastalar baş dönmesinden de şikayet edebilirler, ancak bu durum nadirdir.
Otoskleroz hastalığında, kadın hastalar genellikle hamilelik dönemlerinde işitme kayıplarının daha hızlı ilerlediğini belirtirler. Erkek hastalarda ise bu durum görülmez.
Otoskleroz Ameliyatı Neden Önerilir?
Tedavisinde iki ana yöntem bulunmaktadır. Birincisi, işitme cihazlarıdır. Bu cihazlar sesi yükselterek işitme fonksiyonunu destekleyen, pil ile çalışan elektronik aletlerdir. Cihazlar, kulağa takıldığında işlev görür, çıkarıldığında ise işlevini yitirir. İkinci yöntem ise ameliyattır. Ameliyatta, kireçlenen stapes kemikçiği çıkarılır ve yerine bu iş için özel olarak üretilmiş bir protez yerleştirilir. Bu protezin bir ucu iç kulak sıvılarına uzanır ve ses titreşimlerini iç kulağa ileterek kireçlenen kemikçiğin işlevini tamamen üstlenir.
Ameliyat sonrası, hafif baş dönmesi ve bulantı gibi şikayetler geçtikten ve yara iyileştikten sonra, hasta protezin varlığını genellikle hissetmez. Bu protez, oldukça küçük, hafif ve rahatsızlık vermeyen bir yapıya sahiptir. Başarılı bir ameliyattan sonra, protez genellikle ömür boyu stapes kemikçiğinin işlevini sürdürür ve hastanın işitmesinde ciddi bir düzelme sağlar.
Otoskleroz Tedavisi ve Stapedektomi Ameliyatı
Otoskleroz tedavisinde kullanılan ameliyat, yaygın adıyla stapedektomi ya da yapılan işlemi daha doğru ifade eden adıyla stapedotomi ameliyatıdır. Bu operasyon, özel mikroskoplarla yapılır çünkü orta kulaktaki kemikçikler çok küçük, toplu iğne başı kadar yapıdadır. Bu yapıları net bir şekilde görebilmek için mikroskoplar kullanılmaktadır.
Kulak zarı kaldırıldıktan sonra, orta kulağa girilir ve kireçlenip hareketsiz hale gelen kemikçiğin tabanına küçük bir delik açılır. Kemikçinin kolları kırılıp çıkartıldıktan sonra, protez bu delikten iç kulağa doğru yerleştirilir. Protezin çengeli, genellikle orta kulakta bulunan örs kemikçiğine, yani incus kemikçiğinin uzun koluna yerleştirilir. Bu protez, hareketsiz hale gelen kemikçiğin işlevini üstlenir ve ses titreşimlerini iç kulağa iletir.
Ameliyat sonrası iyileşme dönemi genellikle 3-4 hafta içinde tamamlanır. İyileşme süreci sonunda hasta, o kulaktaki işitmesini geri kazanır ve genellikle hayat boyu memnun kalacağı bir işitme seviyesine ulaşır.
Otoskleroz Tedavisi Nasıl Yapılır?
Otoskleroz hastalığının tedavisinden bahsetmek istiyorum. Eğer otoskleroz hastalığına bağlı işitme kaybı belli bir seviyenin üzerine çıktıysa, temel tedavi ameliyattır. Bu ameliyat, kireçlenen kemikçiğin yerine bir protez yerleştirilmesi işlemidir. Bu işleme stapedektomi ya da daha doğru bir ifadeyle küçük delik stapedotomi ameliyatı diyoruz.
Ancak ameliyat uygulanamayan, ameliyat için uygun olmayan ya da ameliyat olmayı istemeyen hastalar için iki seçenek mevcuttur. Birincisi, işitme cihazı kullanarak hastanın iletişimini düzeltmektir. İşitme cihazları, sesi yükselterek kulağa veren elektronik aletlerdir.
İkincisi ise geçmişte daha sık kullanılan, günümüzde ise daha az tercih edilen bir tedavi yöntemidir: Sodium fluoride adı verilen bir kimyasal maddenin belli dozlarda kullanımı. Bu tedavinin hastalığın ilerlemesini yavaşlattığı düşünülse de mide problemlerine neden olduğu için çoğu hasta tarafından bırakılmakta ve çok fazla hasta üzerinde etkili olmamaktadır.
Sonuç olarak, otoskleroz hastalığı belli bir aşamaya ulaştıktan sonra en etkili tedavi yöntemi küçük delik stapedotomi ameliyatıdır.
Otoskleroz Ameliyatı Sonrası İşimin Başına Ne Zaman Dönerim?
Otoskleroz ameliyatı sonrası ne zaman işime dönebilirim sorusunu cevaplamaya çalışacağım. Bu, cevaplaması biraz zor bir soru olabilir. Ameliyat sonrası ilk günlerde baş dönmesi ve sonrasında hafif bir dengesizlik yaşanabilmektedir. Bu nedenle ameliyat olan hastalarımızın en az 10-14 gün kadar işlerinden uzak kalmaları ve evde dinlenmeleri faydalı olacaktır.
Ayrıca, bu ameliyatı geçiren hastalara yaklaşık 2 ay boyunca uzun mesafeli yolculuklar, uçak seyahatleri, ağır işler yapmak ve ıkınmak gibi bedensel aktiviteleri tamamen yasaklıyoruz. Bu, iç kulakta oluşabilecek komplikasyonları en aza indirmek için alınan bir önlemdir.
Otoskleroz Ameliyatı Sonrası Hastanede Kalış Süresi Ne Kadardır?
Otosikleroz ameliyatı sonrası hastanede kalış süresini açıklamak istiyorum. Genellikle, hastaların baş dönmesi durumuna bağlı olarak hastanede yatış süresi 3-4 gün arasında değişmektedir. Eğer hastanın baş dönmesi ameliyat sonrası süreçte çok azsa, bu hastaları genellikle ikinci veya üçüncü gün taburcu ediyoruz. Ancak bazı hastalarda, özellikle bayan hastalarda, baş dönmesi süreci biraz daha uzayabiliyor ve bu durumda yatış süresi 3-4 gün kadar devam edebiliyor.
Özetle, en fazla dört gün içinde hastalar bir aksilik olmazsa taburcu edilebilmektedir.
Otoskleroz Ameliyatı Ne Kadar Sürer?
Size otosikleroz ameliyatının ne kadar süreceği hakkında bilgi vermek istiyorum. Otosikleroz ameliyatı, lokal anestezi altında veya hastanın tamamen uyuduğu genel anestezi altında yapılabilir. Son zamanlarda, hasta için daha konforlu olduğu için genellikle genel anestezi tercih edilmektedir. Otosikleroz ameliyatının toplam süresi yaklaşık 1-1,5 saat kadar sürmektedir. Genellikle 1,5 saatin sonunda hasta uyandırılarak uyanma bölümüne sevk edilmektedir.
Otoskleroz Ameliyatında Yara İzi Kalır mı?
Otostikleroz ameliyatı sonrası bir iz kalıp kalmayacağı sorusunu cevaplamaya çalışacağım. Benim uyguladığım ameliyat tekniğinde, kulak kanalı içerisinden yapılan bir kesiyle bu ameliyatı gerçekleştiriyoruz. Bu kesi kulak kanalı içinde kaldığından, dışarıdan fark edilen bir iz oluşmamaktadır. Ayrıca, iç kulak penceresini açtığımız deliğe yerleştirdiğimiz protezin etrafına, iç kulak sıvılarının kaçağını önlemek için çok minik yağ parçaları koymaktayız. Bu yağ parçalarını kulak memesinin arka kısmından, tamamen görünmez olan bölgeden alıyoruz. Bu nedenle, orada da dışarıdan fark edilebilir bir iz kalmamaktadır.
Prof. Dr. Çetin Vural
KBB & Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı
Prof. Dr. Çetin Vural, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1984 yılında mezun oldu.
Gereken sınavları ve aşamaları 2003 yılı Nisan ayında tamamladıktan sonra Kulak Burun Boğaz dalında Doçent, 2012 yılı Şubat ayında Profesör ünvanını aldı.
Dr. Çetin Vural, Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 7 yıla yakın bir süre görev yaptıktan sonra Ataşehir Acıbadem Hastanesi’nde mesleki çalışmalarına devam etmektedir.
Prof. Dr. Çetin Vural, genel kulak burun boğaz rahatsızlıklarının yanı sıra baş boyun ve yüz bölgesi iyi huylu tümörleri, kanserleri, tiroid ve paratiroid bezlerinin cerrahi olarak tedavi edilen hastalıkları ve kulak hastalıkları ile yoğun olarak ilgilenmektedir.