Parotis tükürük bezi tümör ve kanserlerinin teşhisi ve tedavisi

Prof. Dr. Çetin Vural
KBB & Baş ve Boyun Hastalıkları Uzmanı

Tükürük bezi nedir? Ne işe yarar? Nerelerde bulunur? Biraz bahseder misiniz?

Tükürük, ağzımızı nemlendiren ve sindirimin ilk aşamasında görev yapan bir sıvıdır. Ağız ve boğaz mukozası üzerine serpiştirilmiş minik tükrük bezlerinin yanı sıra, 3 büyük tükrük bezi tarafından üretilir. Bu bezler, toplamda 6 tane olup, 3’ü bir tarafta yer alır. Büyük tükrük bezleri şunlardır: kulak önü parotis tükrük bezi, çene altı submandibüler tükrük bezi ve dil altı sublingual tükrük bezi. Bunlara ek olarak, mukozada serpiştirilmiş yaklaşık 1000 küçük mikroskobik tükrük bezi bulunur.

En büyük tükrük bezi parotis tükrük bezidir. Parotis tükrük bezinin diğer tükrük bezlerinden belirgin bir farkı var mı?

Temelde çok büyük bir farkı yoktur, ancak salgıladığı sıvılar arasında biraz farklılık olabilir. Örneğin, çene altı tükrük bezinin salgısı genellikle daha koyu kıvamlıdır. Sonuçta, hepsi tükürük salgılar.

Parotis tükrük bezinin birkaç önemli özelliği vardır. En büyük tükrük bezimizdir ve en sık tümör barındıran tükrük bezidir. Tümörler en çok parotis tükrük bezinde görülür. Diğer tükrük bezlerinde de tümörler olabilir, hatta mikroskobik tükrük bezleri de tümör üretebilir, ancak en fazla tümör üreten tükrük bezi parotis tükrük bezidir.

Parotis tükrük bezlerinde görülen iyi huylu tümörler nelerdir?

En sık görülen iyi huylu tümörlerden biri, pliyomorfik adenom veya diğer adıyla miks tümördür. Bu, tükrük bezlerinin en sık görülen tümörüdür. Ayrıca, vartin tümörü de parotis tükrük bezinde görülen bir diğer tümördür ve genellikle sigara içen bireylerde ortaya çıkar. Bu tümörün bir özelliği de, her iki parotis bezinde de gelişebilmesidir.

Bunların yanı sıra, isimlerini burada zikretmenin gereksiz olabileceği bazı diğer iyi huylu tümörler de vardır. Bu tümörler, tükrük bezi hücrelerinden, parotis bezinin barındırdığı damarlardan veya bazen lamb bezelerinden kaynaklanabilir.

Tükürük bezlerinin kötü huylu tümörleri de vardır. Bunlar nelerdir ve ne tür özellikler gösterir?

Tükürük bezlerinde kötü huylu tümörler, neyse ki iyi huylu tümörler kadar sık görülmemektedir. Ancak, bunlar arasında mukoepidermoid kanser, adenoid kistik kanser ve kötü huylu miks tümör gibi tümörler bulunur. Ayrıca, tükürük bezi hücrelerinden veya bu bölgedeki diğer yapılardan kaynaklanan tümörler de görülebilir. Örneğin, baş-boyun bölgesinde, saçlı deriden yanak, burun ve göz kapaklarına kadar çeşitli bölgelerde ortaya çıkabilen tümörler vardır. Parotis tükrük bezinin içindeki lent bezelerine sıçramış tümörler de kötü huylu tümörler arasında sayılabilir.

Bu tümörler kendini nasıl belli eder? Nasıl anlaşılır ve ne zaman hekime başvurulmalıdır?

Tükürük bezi tümörlerinin en yaygın belirtisi, kitle veya şişliktir. Örneğin, parotis tükrük bezindeki bir kitle, kulak önünde, kulak memesinin altında veya çene kemiği ile kulak kemiği arasındaki bölgede bir şişlik olarak kendini gösterebilir. Çene altı tükrük bezindeki bir kitle ise çenenin altında bir şişlik olarak fark edilebilir.

Nadiren, özellikle kötü huylu tümörler etrafındaki dokuları işgal ettiği için bu dokulara ait belirtilerle ortaya çıkabilir. Örneğin, yüz siniri parotis tükrük bezinin içinden geçer ve kötü huylu bir tümör, ilk belirti olarak yüz güçsüzlüğü veya yüz felci şeklinde kendini gösterebilir. Ayrıca, uzun süren ağrılar da görülebilir. Nadir durumlarda, tümörler sessiz kalabilir ve başka sebeplerle yapılan radyolojik incelemelerde fark edilebilir. Örneğin, hasta başka bir sebeple yapılan bir ultrason veya MR incelemesinde tümör olduğunu öğrenebilir.

Bir tükürük bezi tümörü ile karşılaşıldığında, ilk olarak hastanın şikayetlerini dinleriz ve detaylı bir muayene yaparız. Bir kitle olup olmadığını gözlemleriz ve optik aletlerle değerlendirme yaparız. Genellikle radyolojik incelemelere başvurmak gerekir. Hasta, bu incelemeler yapılmış olarak gelebilir, ancak yapılmadıysa biz bu testleri isteriz. Ultrason genellikle ilk adım olarak kullanılır. Günümüzde MR incelemeleri, dokular hakkında tomografiye kıyasla çok daha fazla bilgi sağladığı için, kontrast madde verilerek yapılan MR incelemesi, tükürük bezi tümörü değerlendirmesinde önemli bir araçtır.

Bazen iğne biyopsisiyle kitleden örnek alıp patologa göndererek kitlenin doğası hakkında bilgi sahibi olmayı da tercih edebiliriz, ancak çoğu zaman buna gerek kalmaz. Bir kitle varsa, ne olursa olsun genellikle ameliyat düşünülmektedir.

Tükürük bezi tümörlerinin tedavi yöntemi nedir?

Tükürük bezi tümörlerinde temel tedavi genellikle ameliyattır. İster iyi huylu, ister kötü huylu olsun, temel tedavi yöntemi ameliyattır. Hastalarımızdan sıkça şu tür sorular alırız: “İyi huyluysa ameliyat etmesek olmaz mı?”, “Orada kalsa sorun olmaz mı?”, “İlaçla tedavisi yok mu?”

Maalesef, tüm dünyada bilinen temel tedavi, iyi huylu veya kötü huylu tümörlerde ameliyattır. İlaç tedavisi, iltihap benzeri durumlar dışında genellikle etkili değildir ve çoğu durumda uygulanmaz. Işın tedavisi veya radyoterapi ise tek başına temel tedavi olarak kullanılmaz, özellikle iyi huylu tümörlerde hiçbir yararı bulunmaz.

Peki, madem iyi huylu, neden çıkaralım? Birkaç sebep var:

  • Birincisi, ne kadar çok tetkik yaparsak yapalım, tümörün kesin olarak iyi huylu olduğunu kanıtlayamayız. Her zaman kötü huylu olma ihtimali vardır.
  • İkincisi, iyi huylu tümörler yerinde durmaz, büyür. Yavaş da olsa büyüdüğünde çeşitli sorunlara yol açma ihtimali artar ve tedavi ile cerrahi işlemler daha da zorlaşır.
  • Üçüncüsü, bazı iyi huylu tümörler zamanla kötü huylu hale gelebilir. Kötü huylu olduğunda tedavi süreci çok daha karmaşık ve güç hale gelebilir.

Parotis tükürük bezi tümörlerinin ameliyatları nasıl yapılır?

Parotis tükürük bezi, kulağımızın önünde ve altına doğru uzanan bir bezdir. Hastalar, bu bezin içerisinden yüz sinirinin geçtiğini ve bu durumun ameliyat için ciddi bir risk oluşturduğunu öğrendiklerinde genellikle bu bilgiye sahip olarak gelirler. Yüzümüzü hareket ettiren, mimik kaslarımızın tümüne hükmeden yüz siniri, bu tükürük bezinin içerisinden geçer. Kulak kemiğini terk ettikten sonra öne doğru yönlenir ve bezin içinde önce iki, sonra beş ana dala ayrılır. Bu dallar alnımızdan göz kapaklarımıza, burun kanadımıza, üst ve alt dudağımıza hatta boynumuzdaki kaslara kadar geniş bir bölgeye dağılan dallar verir.

Tükürük bezi tümörüyle karşılaşıldığında ve ameliyat söz konusu olduğunda ana hedefimiz bu siniri korumaktır. Bu siniri koruyarak ameliyatları yapmaya çalışırız.

Yüz sinirinin boyutu ve yapısı nedir? Yüz siniri, kulak kemiğini terk ettiği alanda 3-4 mm kalınlığında bir sinirdir. Sinir, daha sonra önce ikiye, ardından beşe ayrılırken kalınlığı giderek azalır. Yani ana gövde bazen 4-5 mm kalınlığa ulaşabilirken, dallar giderek incelir ve yüz kaslarına, mimik kaslarına dağılır.

Riskleri minimize etmek için ne tür önlemler alıyorsunuz? Ameliyat sırasında sinir koruma yöntemleriniz nelerdir?

Yüz ve tükürük bezi ameliyatlarında, yüz siniri ve dallarının nasıl korunacağı konusunda eğitim alınır. Sinir monitörü adı verilen cihaz, anatomi bilgisinin yanı sıra bu koruma sürecinde bize büyük yardımcı olur.

Sinir monitörü nedir? Bu, belki son 15-20 yıldır veya biraz daha uzun bir süredir gelişen ve işimizi oldukça kolaylaştıran özel bir cihazdır. Cihazın birkaç parçası vardır: Ana ünite, ekran ve işlemcileri içerir; ayrıca bağlantı kısımları ve elektrot kısımları da bulunur. Elektrotlar yüz kaslarına yerleştirilir. Ayrıca, bir stimulatör veya uyarıcı prob adı verilen bir parça vardır.

Bu prob kullanıldığında, yüz sinirinin olduğu düşünülen yapıya dokunulduğunda hem ekranda görüntülü hem de sesli bir yanıt alınır. Yüz siniri uyarıldığında, sinir bu uyarıyı yüz kaslarına iletecek ve kaslarda kasılma görülecektir. Cihaz, bu kasılmanın oluşturduğu elektromanyetik yanıtı algılar ve bunu hem ekranda görüntü olarak hem de sesli uyarı olarak bildirir.

Bu yanıtlar sadece probla dokunulduğunda değil, yanına yanaştığımız cerrahi cihazların oluşturduğu uyarılarla da elde edilebilir. Ancak önemli bir konu var: Günümüzde yaygın olarak yapılan Botox uygulamaları, bu cihazın işlevini etkileyebilir. Botox, yüz kaslarına uygulanan bir tedavi olup etkisi yaklaşık 6 ay sürebilir. Bu süre zarfında yapılan bir yüz ameliyatında, sinir monitörü kullanımı zorlaşabilir ve monitör işlevsiz hale gelebilir. Bu nedenle, hasta son altı ay içinde böyle bir uygulama yaptırdıysa, cerrahının bunu bilmesi gereklidir. Bu, bilinmesi gereken önemli bir durumdur.

Ameliyattan sonra hastanın yaşayacağı süreç nasıl olur?

Tükürük bezi tümörlerinin tedavisinde, iyi huylu ya da kötü huylu olması fark etmeksizin temel tedavi ameliyattır. Ameliyatta genellikle tümörle birlikte etrafındaki sağlıklı tükürük bezi dokusundan bir miktar da çıkartılır. Bu, hastada herhangi bir sorun oluşturmaz. Yani, tükürük bezi dokusunun azalması ağız kuruluğuna, tükürükte veya salyada azalmaya veya sindirim fonksiyonlarında bir etkililiğe yol açmaz.

Temelde, tükürük bezinin etrafındaki sağlıklı tükürük bezi dokusunu da içeren tümörün tamamını çıkartıyoruz. Tümör iyi huyluysa, genellikle bu ameliyat yeterli olur ve hasta tümöründen tamamen kurtulmuş olur. Ancak, kötü huylu tümörlerde, patologlar tümörü derecelendirerek rapor ederler. Kötü huylu tümörlerin bazı türleri daha ciddi olup, ilave tedavi gerektirebilir.

Bu ilave tedavi genellikle ışın tedavisi yani radyoterapidir. Tükürük bezi kanserlerinde, ek tedavi olarak cerrahiye ilave olarak radyoterapi uygulanır. Bazen, kemoterapi de eklenebilir.

Tedavi sonrası hastanıza gerek duyulan ek tedavileri önerirsiniz. Daha sonra, hastanın düzenli olarak takip edilmesi gereken bir süreç başlar.

Bu takip süreci hakkında kısaca bilgilendirir misiniz?

Öncelikle, ameliyat sonrası erken dönemden bahsedeyim. Ameliyat sonrası hastalar genellikle içerideki birikimi dışarı almak için kullanılan, dren adı verilen bir boruyu 1-2 gün kadar taşırlar. Ayrıca, bir süre baskılı sargıyla pansuman yapılır. Bu pansumanlar genellikle 4-5 gün veya en fazla 7 gün içinde tamamlanır.

Sonrasında, hasta genellikle normal günlük hayatına döner. Eğer çalışıyorsa işinin başına ya da ev hayatına geri döner. Eğer kötü huylu bir tümörse ve kötü huylu türlerinden biri ise, bir süre sonra ışın tedavisi yani radyoterapi gündeme gelebilir. Bu tedavi genellikle 30-35 gün sürer ve tatil günleri dahil olmadığında toplam süresi 1,5-2 aya kadar uzayabilir.

Tedavi süreci tamamlandıktan sonra hasta, iyileşme sürecinin ardından normal yaşantısına döner. Tükürük bezinin bir kısmının veya tamamının alınması çoğu kez hasta için ciddi bir sorun oluşturmaz. Ancak, radyoterapinin kendine özgü bazı yan etkileri olabilir. Bunlar arasında ağız kuruluğu, bir süre ciltte veya ağız-boğaz bölgesinde yaralar ve yutma güçlüğü bulunabilir. Ancak, bu yan etkiler genellikle zamanla iyileşir ve hasta normal hayatına dönebilir.

Prof. Dr. Çetin Vural

Prof. Dr. Çetin Vural

KBB & Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı

Prof. Dr. Çetin Vural, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1984 yılında mezun oldu.

Gereken sınavları ve aşamaları 2003 yılı Nisan ayında tamamladıktan sonra Kulak Burun Boğaz dalında Doçent, 2012 yılı Şubat ayında Profesör ünvanını aldı.

Dr. Çetin Vural, Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 7 yıla yakın bir süre görev yaptıktan sonra Ataşehir Acıbadem Hastanesi’nde mesleki çalışmalarına devam etmektedir.

Prof. Dr. Çetin Vural, genel kulak burun boğaz rahatsızlıklarının yanı sıra baş boyun ve yüz bölgesi iyi huylu tümörleri, kanserleri, tiroid ve paratiroid bezlerinin cerrahi olarak tedavi edilen hastalıkları ve kulak hastalıkları ile yoğun olarak ilgilenmektedir.