Tüp Bebek Hakkında Merak Edilenler

Op. Dr. Bahar Selda Doğan
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı

İnfertilite Nedir?

Halk arasında kısırlık olarak bilinen infertilite, bir yıl boyunca korunmasız ve düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebelik sağlanamaması durumudur. İnfertilite, çiftlerin %10-15’ini etkilemektedir.

Bilmemiz gereken önemli bir nokta, sağlıklı çiftlerin yaklaşık %85-90’ı, çoğunlukla ilk 6 ay içinde olmak üzere, bir yıl içinde gebe kalabilmektedir. Bu nedenle, gebelik denemelerine başladıktan sonra 1-2 ay içinde pozitif sonuç alamayan çiftlerin panik yapmayıp, gerekli kontrollerini yaptırarak sabırlı olmaları önerilir.

Tüp bebek tedavisi hangi hastalarda gereklidir?

Tüp bebek tedavisi, ilk olarak her iki tüpü tıkalı olan hastalar için geliştirilmiş bir yöntemken, yıllar içinde endikasyonları genişleyerek birçok infertilite hastasında uygulanmaya başlanmıştır.

Ciddi erkek faktörü infertilitesi, yani sperm sayısının çok düşük olduğu veya menide hiç sperm bulunmayan hastalarda, anne adaylarında düşük over rezervi yani yumurta sayısında azalma saptandığında ve endometriozis öyküsü olan hastalarda tüp bebek tedavisi gerekli olabilir. Ayrıca, daha önce aşılama gibi diğer tedavi yöntemlerini defalarca denemiş ve başarılı olamamış hastalarda tüp bebek tedavisi etkili olabilmektedir.

Polikistik over sendromu ile yumurtlama problemi olan hastalarda başlangıç tedavileri ile gebelik sağlanamadığında da tüp bebek tedavisi uygun bir seçenek olacaktır.

Bunun dışında, genetik hastalığı olan ve preimplantasyon genetik tanı dediğimiz teşhis yöntemine ihtiyaç duyan hastalarda da tüp bebek tedavisi son yıllarda yaygın olarak kullanılmaktadır.

Tüp bebek tedavisi nasıl olmaktadır?

Tüp bebek işlemi belli aşamalardan oluşmaktadır. Öncelikle, adetin 2. veya 3. günü yapılan ultrason değerlendirmesi sonrasında yumurtalıkların uyarılması için günlük iğneler başlanır. Bu süreç yaklaşık 8-10 gün sürer. Yeterli sayıda yumurta geliştiğine karar verildikten sonra çatlatma iğnesi yapılır ve ortalama 35-36 saat sonra yumurta toplama işlemine geçilir.

Yumurta toplama işlemi, anestezi altında transvajinal ultrason eşliğinde, yumurtalıklara bir iğne yerleştirilerek folikül dediğimiz içi sıvı dolu keseciklerden yumurtaların toplanmasıyla gerçekleştirilir.

Yumurta toplama günü erkek partnerden sperm örneği alınır. Nadir durumlarda ameliyatla sperm elde etmek gerekebilir. Bu aşamadan sonra laboratuvar süreci başlar. Elde edilen sperm ve yumurtalar laboratuvar ortamında döllenerek embriyolar oluşturulur. Bu embriyolar, yumurta toplama işleminden 2., 3. veya 5. günde rahim içine transfer edilir.

Bu aşamadan sonra gebelik sonucu beklenir. İşlem sonrasında hastaya, luteal destek dediğimiz, gebelik şansını artırıcı hormonal destekler verilir.

Tüp bebek tedavisinde histereskopi ne şekilde yapılır?

Tüp bebek tedavisi öncesinde histeroskopi, bazı hastalarda faydalı olabilir. Histeroskopi, vajinal yoldan optik kamera sistemi ile servikal kanalı geçerek rahim iç yüzeyinin, yani embriyonun tutunduğu endometrium tabakasının incelenmesini sağlar. Endometrium değerlendirilmesinde histeroskopi, altın standart olarak kabul edilmektedir. Özellikle polip, myom ve yapışıklık gibi rahim iç yüzeyini kaplayan lezyonlar, embriyonun endometriuma yapışmasını engelleyebilmektedir. Histeroskopi, bu aşamada bu tür lezyonların tedavisini sağlayarak tüp bebek tedavisinin başarı şansını artırır.

Histeroskopi ayrıca, anormal adet kanaması olan hastalarda, doğuştan rahim anormallikleri (rahimde perde, çift rahim gibi) durumlarında hem teşhis hem tedavi açısından altın standart bir yöntemdir. Daha önce tüp bebek başarısızlıkları geçirmiş hastalarda yapılan histeroskopilerde %30-40 oranında rahim içinde anormal bulgular saptanmakta, bu bulgular tedavi edildikten sonra yapılan tüp bebek denemelerinde başarı oranlarının arttığı gözlemlenmektedir.

Tüp bebek tedavisinde embriyolarda genetik hastalık araştırılması

Tüp bebek tedavisi sırasında bazen embriyoların genetik olarak normal olup olmadığının araştırılması gerekebilir. Bu durumda, klasik tüp bebek tedavisinin yanında preimplantasyon genetik tanı dediğimiz işlem de yapılır. Bu işlem sayesinde, genetik geçişli hastalıkların bebeklere aktarılması engellenmiş olur.

Kromozom anomalisi olan, taşıyıcılığı bulunan veya tek gen mutasyonu olan hastalarda, daha önce tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı yaşayanlarda ya da ileri yaş annelerde preimplantasyon genetik tanı, tüp bebek tedavisine ek olarak kullanılan bir yöntemdir.

Tüp bebek tedavisinde semen analizi ne işe yarar?

Semen analizi, tüp bebek tedavisinde erkek infertilitesini araştırmak için yapılan en önemli testtir. 3-5 günlük bir cinsel perhiz sonrası alınan semen örneğinde spermlerin konsantrasyonu, hareket derecesi ve şekil bozuklukları incelenir.

Sonuçlarda normal değerlerin altında olan hastalarda erkek infertilitesinden söz etmek mümkündür. Eğer ciddi sperm bozuklukları varsa, yani toplam hareketli sperm sayısı 5 milyonun altındaysa, bu hastalarda yardımcı üreme tekniklerine başvurmak daha uygun olacaktır.

Yüksek hareketli sperm değerlerine sahip hastalarda ise yardımcı üreme tekniklerinden önce aşılama gibi tedaviler denenebilir. Ancak semen örneğinde hiç sperm bulunamıyorsa, testislerden biyopsi yoluyla sperm elde edilerek yardımcı üreme teknikleri uygulanabilir.

Tüp bebekte HSG nedir?

HSG, halk arasında ilaçlı rahim filmi ya da kanal filmi olarak bilinen histerosalpingografi tetkikidir. Bu işlem, adet kanamasının 1. gününden itibaren 5 ila 11. günleri arasında vajinal yoldan rahim ağzına bir kanül yerleştirilerek ve kontrast madde verilerek yapılır. Rahim iç çeperi ve tüplerin görüntülenmesini sağlayan radyolojik bir tetkiktir ve kadınlarda kısırlık araştırmalarının en temel yöntemlerinden biridir.

HSG, tüplerin açık olup olmadığını, ayrıca rahim içinde polip, miyom veya yapışıklık gibi lezyonların varlığı hakkında bilgi verir. Genelde bu işlem çok ağrılı olarak bilinse de aslında hafif kramp tarzında ağrılar dışında ciddi bir rahatsızlık yaratmaz. İşlem öncesi bir ağrı kesici alınarak anestezi gerekmeden yapılabilir, ancak hastanın talebine göre genel anestezi altında da yapılabilir.

Bazı hastalarda tüpler içindeki küçük tıkanıklıklar, verilen kontrast madde ile kendiliğinden açılarak 6 ay içinde gebelik gerçekleşebilir. Tetkikin ciddi bir yan etkisi yoktur, ancak nadiren kontrast maddeye bağlı alerjik reaksiyonlar gelişebilir. İşlem sonrası oluşabilecek küçük enfeksiyonlar, yaygın bir enfeksiyona dönüşebilir. Bu yüzden işlem sonrası koruyucu olarak antibiyotik verilmektedir.

Yumurta toplama işlemi nasıl yapılır?

Yumurtalar, ultrason takibi sonrasında belirli bir büyüklüğe ulaştığında çatlatma iğnesi yapılır. Bu iğneden yaklaşık 36 saat sonra yumurta toplama işlemi için hasta tüp bebek merkezine gelir. İşlem genel anestezi altında yapıldığından, hastaların en az 6-8 saatlik bir açlık süresine ihtiyaç vardır.

Yumurta toplama işlemi, ameliyathane şartlarında, genel anestezi altında, transvajinal ultrason cihazına yerleştirilen küçük bir iğne ile yapılır. Vajina içerisinden ilerletilen bu iğne, yumurtalıklara ulaştırılarak ultrasonda görülen, folikül adı verilen içi sıvı dolu keseciklerin içine girilir ve folikül içindeki sıvı boşaltılır. Boşaltılan sıvılar hemen laboratuvar tüplerine alınır ve embriyologlar tarafından mikroskop altında incelenir.

Yumurtalar ayıklanarak inkübatörlere yerleştirilir. İşlem genellikle 15-20 dakika sürer. Hasta, birkaç saatlik dinlenme sonrasında günlük yaşantısına dönebilir.

Yumurta toplama işlemi sonrası günlük yaşama dönmek ne kadar sürer?

Yumurta toplama işlemi, genel anestezi altında yapılan kısa bir cerrahi müdahaledir. Bu işlem sonrası hastalar kısa sürede kendilerine gelmektedir. Birkaç saatlik istirahat sonrasında günlük yaşantılarına dönebilirler. Bazı hastalarda lekelenme tarzında hafif kanama veya kasıklarda kramp şeklinde ağrılar görülebilir.

Yumurtalık kapasitesinde azalma nasıl anlaşılır? Yumurta dondurma kimlere yapılabilir?

Ailede erken menopoz öyküsü varlığında, genetik araştırmalar ve yumurtalık kapasitesini gösteren testler yapılmaktadır. Adetli ve adetsiz dönemde yapılabilen kan testleri ve ultrasonografi ile yumurtalıklar değerlendirilmektedir. Bu özel durumlarda rapor çıkarılarak yumurta dondurma işlemi uygulanabilmektedir. Genel algının aksine, infertilite sıklığı son yıllarda artmamış, ancak infertilite değerlendirmesi ve tedavisi önemli ölçüde ilerlemiştir. Yardımcı üreme tekniklerindeki gelişmeler, önceki yıllarda tedavinin mümkün olmadığı birçok durumu aydınlatmış ve tedavilerin başarı oranlarını artırmıştır. Ayrıca bilgilendirme ve toplumsal farkındalığın artması, çiftlerin infertilite değerlendirmesi ve tedavilerine başvurma eğilimini artırmıştır.

Embriyo transferi ne şekilde yapılır?

Embriyo transferi, yumurta toplama işleminden 2 veya 3 gün sonra, bazı durumlarda ise 5. günde yapılabilir. Embriyo transfer işlemi, transabdominal yani karından ultrason ile izlenerek, hafif dolu bir mesane ile gerçekleştirilen bir işlemdir. Genel anestezi çoğu hastada gerekmez. Aynı jinekolojik muayenede olduğu gibi, rahim ağzını görmek için spekulum adı verilen bir cihaz yerleştirilir. Ardından, embriyoların yerleştirileceği kateter hazırlanır. Rahim ağzı antiseptik bir sıvıyla temizlenir ve laboratuvar ortamında hazırlanan embriyolar, steril koşullarda getirilen kateter yardımıyla ultrason eşliğinde rahim ağzından geçilerek rahim içerisine yerleştirilir. İşlemin nazik ve dikkatli bir şekilde yapılması, embriyo transfer kateterinin uterusun üst kısmına temas etmemesi ve embriyoların orta bölüme bırakılması, gebelik şansını artıracaktır.

Mikroenjeksiyon yöntemi nedir?

Tüp bebekte mikro enjeksiyon yöntemi veya ICSI, toplanan yumurtaların dış kısmındaki hücreler temizlendikten sonra mikro manipülatör adı verilen bir cihazla yumurtaların içine tek bir sperm enjekte edilmesiyle gerçekleştirilen bir yöntemdir. Bu yöntem, sıklıkla ciddi erkek fertilite faktörü olan, yani sperm sayısı çok az olan hastalarda veya normal menüsünde hiç sperm bulunmayan ancak ameliyatla testisten sperm elde edilen hastalarda uygulanmaktadır.

Son yıllarda yapılan çalışmalar, mikro enjeksiyon yönteminin klasik yönteme göre döllenme oranlarını bir miktar daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, son yıllarda mikro enjeksiyon yöntemi tüp bebek tedavilerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Op. Dr. Bahar Selda Doğan

Op. Dr. Bahar Selda Doğan

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanlık eğitimini 2014 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalında tamamladıktan sonra İzmir’de Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesinde uzman hekimlik yaptı.

2022 yılından itibaren kendi özel kliniğinde çalışmalarına devam etmektedir.

Mesleki ilgi alanları üreme endokrinolojisi, tüp bebek, infertilite, gebelik takibi, doğum, vajinal ve genital lazer tedavileri, histeroskopik cerrahi üzerinedir.