Jinekolojik Kanserlerde Tedavinin Planlanması

Prof. Dr. Tolga Taşçı

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Jinekolojik Onkoloji Uzmanı

Jinekolojik kanserlerde ameliyat kararı nasıl verilir?

Jinekolojik kanserlerde ameliyat kararı, hastanın ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesini gerektirir. Öncelikle gerçekten ameliyat gerekip gerekmediği, alternatif tedavi yöntemlerinin bulunup bulunmadığı netleştirilmelidir. Rahim ağzı, rahim ve yumurtalık kanserleri gibi farklı jinekolojik kanser türlerinde uygulanacak tedavi planı da hastalığın tipine göre değişir.

Ameliyat kararı verildikten sonra ise mutlaka ameliyat sonrası tedavi seçenekleri göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, hastanın ameliyat sonrası radyoterapi veya kemoterapi alıp almayacağı, bu ihtimalin ne kadar yüksek olduğu önem taşır. Eğer rahim ağzı kanserinde ameliyat sonrası radyoterapi alma olasılığı yüzde 15–20’nin üzerindeyse, o durumda hastayı ameliyat etmeden doğrudan radyoterapiye yönlendirmek daha uygun olabilir.

Benzer şekilde, şüpheli lenf nodları olan bir hastada ameliyat sırasında bu lenf nodlarından örnek alınmalı ve patoloji ile değerlendirilmelidir. Eğer lenf nodu metastazı saptanırsa, ameliyat tümöre dokunulmadan sonlandırılmalı ve hasta radyoterapiye yönlendirilmelidir. Bu yaklaşım, gereksiz cerrahilerden kaçınmayı ve hastaya en uygun tedavi yolunu seçmeyi sağlar.

Sonuç olarak jinekolojik kanserlerde ameliyat planlaması, sadece kanserin türüne değil, aynı zamanda ameliyat sonrası uygulanabilecek tedavilerin olasılığına göre de yapılmalıdır. Gerekirse diğer branşlarla görüşülerek multidisipliner bir yaklaşım benimsenmelidir. Ancak jinekolojik onkoloji uzmanları çoğu zaman bu kararları kendi deneyimleriyle değerlendirebilmektedir.

Jinekolojik kanserlerde ameliyat planı nasıl yapılır?

Jinekolojik kanserlerde ameliyat planı, hem hastanın hem de hastalığın özelliklerine göre yapılır. Bu alanda bir hastalık için tek bir tedavi yöntemi yoktur; hangi yöntemin kime göre seçileceğini ameliyat yapmadan önce uzun uzadıya oturup tartışıp karar vermek gerekir.

Tedavi Seçimi: Kişiye ve Hastalığa Özel

Örneğin rahim kanseri bir hastamız için, rahmin, yumurtalıkların ve lenf nodlarının alınması gibi büyük bir ameliyatla tedavi edilmesi uygunken; aynı rahim kanseri başka bir hasta için sadece rahmin alınması ya da belki de ameliyatsız, direkt ışın tedavisiyle çözülmeye çalışılabilir. Dediğim gibi, hem hastanın hem de hastalığın özelliklerine göre karar vermemiz gerekiyor.

Ameliyat Öncesi: Sonraki Tedavileri Şimdiden Planlamak

Yine jinekolojik kanserlerde ameliyat kararı vermeden önce, ameliyat sonrasında hastanın alabileceği potansiyel tedavilerin de gözden geçirilmesi gerekir ve bu gözden geçirilme süreci ameliyat sonrasına bırakılmamalıdır. Ameliyat öncesinde tartışılıp karar verilmelidir. Bu şekilde hasta maksimum yarar görürken, yan etkilerden de mümkün olduğu kadar korunmuş olur.

Jinekolojik kanser ameliyatlarında yapılan işlemler nelerdir?

Jinekolojik kanserlerde uygulanan cerrahi yöntemler, hastalığın türüne ve hastanın genel durumuna göre değişiklik gösterir. Genel olarak rahmin alınması (histerektomi), yumurtalıkların alınması (salpingo-ooforektomi) ve lenf nodlarının çıkarılması ya da temizlenmesi (lenf nodu diseksiyonu) sık kullanılan prosedürlerdir. Ancak bu yöntemlerin hangi hastada, ne ölçüde uygulanacağı kişiye özel olarak planlanır.

Örneğin yaşlı ve ameliyatı kaldırma ihtimali daha düşük olan bir hastada, tüm lenf nodlarının çıkarılması yerine yalnızca işaretlenmiş lenf nodlarının çıkarılması yani sentinel lenf nodu yöntemi tercih edilebilir. Benzer şekilde rahmin alınması da tek tip değildir. Rahim ağzı kanserinde ya da rahim ağzı tutulumunun olduğu rahim kanserlerinde daha geniş bir cerrahi olan radikal histerektomi gerekirken, erken evre rahim ya da yumurtalık kanserlerinde basit histerektomi yeterli olabilir.

Ayrıca her hastada mutlaka aynı şekilde lenf nodu diseksiyonu yapılması gerekmez. Örneğin rahim ağzı kanserinde doğru ve tam yapılmış bir lenf nodu diseksiyonu hayati önem taşırken, yumurtalık kanserinde bu durum daha tartışmalıdır. Özetle, hangi ameliyatın uygulanacağı mutlaka hastanın özelliklerine ve hastalığın evresine göre ameliyat öncesinde belirlenmeli, bu planlama da hasta ile açık şekilde paylaşılmalıdır.

Jinekolojik kanser ameliyatlarında lenf nodlarının alınması

Jinekolojik kanser ameliyatlarında lenf nodlarının alınması sıkça tartışılan ve hastaların da merak ettiği bir konudur. Lenf nodu diseksiyonu, ameliyat öncesinde hastayla detaylı olarak konuşulması gereken bir adımdır. Peki lenf nodları neden alınır? Bunun iki temel amacı vardır:

İlki, kanserin en sık yayılma bölgelerinden biri olan lenf nodlarında hastalık olup olmadığını kontrol etmektir. Bu sayede oradaki kanserli hücreleri temizleyerek hastanın sağkalım oranını artırmak mümkün olabilir.

İkinci amaç ise hastalığın gerçek evresini belirlemektir. Örneğin rahim ağzı ya da rahim kanserinde tümör çıkarıldıktan sonra, lenf nodlarının durumunu bilmeden hastalığın kesin evresini öğrenmek mümkün değildir.

Evrenin bilinmesi, ek tedavi gerekip gerekmediğinin kararını vermede belirleyici bir rol oynar.

Olası Riskler ve Yan Etkiler

Lenf nodlarının çıkarılmasının yararları olduğu kadar bazı riskleri de vardır. Ameliyat sırasında, tecrübeli ellerde genellikle ciddi bir sorun yaşanmaz. Ancak uzun vadede özellikle alt ekstremitelerde yani bacaklarda şişliğe yol açabilir. Bu durum lenfödem olarak adlandırılır ve bazı hastalarda yaşam kalitesini olumsuz etkileyecek boyutlara ulaşabilir. Bu nedenle lenf nodu diseksiyonu planlanırken gereksiz doku çıkarımından kaçınılmalı, yalnızca gerektiği kadar lenf nodu alınmalıdır.

Jinekolojik kanserlerde ameliyat sonrası radyoterapi ve kemoterapi

Jinekolojik kanserlerde tedavi planı sadece cerrahiyle sınırlı değildir. Ameliyat sonrası veya bazı durumlarda ameliyat öncesinde radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapiye ihtiyaç duyulabilir. Hangi yöntemin uygulanacağı; kanserin türüne, evresine ve hastanın genel özelliklerine göre değişiklik gösterir.

Özellikle rahim ağzı kanserinde, radyoterapi ve cerrahi tedavinin başarı oranları birbirine çok yakındır. Bu nedenle hastanın ameliyat sonrası radyoterapiye ihtiyaç duyup duymayacağı ameliyat öncesinde dikkatle değerlendirilmelidir. Eğer radyoterapi uygulanacaksa, önceden cerrahi yapmanın ek bir faydası olmaz; tam tersine komplikasyon riskini artırabilir.

Rahim kanserinde ise evreleme cerrahisi sonrası hastalığın yaygınlığına göre radyoterapi veya kemoterapi eklenebilir. Burada en kritik nokta, cerrahi evrelemenin doğru ve eksiksiz yapılmasıdır. Yumurtalık kanserlerinde ise durum biraz farklıdır. Çok erken evreler dışında neredeyse tüm hastaların kemoterapiye ihtiyacı vardır. Yumurtalık kanseri cerrahisinin temel hedefi, geride hiçbir tümör dokusu bırakmamaktır. Çünkü ameliyat sonrası kemoterapi uygulanacak olsa bile, cerrahi sırasında tümörün tamamen temizlenmiş olması hastanın yaşam süresini doğrudan etkiler.

Ameliyatın Kapsamı

Yumurtalık kanserinde yapılacak cerrahinin kapsamı standart değildir; tümörün yayılımına göre belirlenir. Kimi hastada sadece rahim ve yumurtalıkların alınması yeterliyken, kimi hastada lenf nodlarının temizlenmesi, dalağın çıkarılması, bağırsakların bir kısmının veya karaciğerin bir bölümünün alınması gerekebilir. Bazen de karın iç zarının (periton) tamamen çıkarılması tedaviye eklenebilir. Amaç her zaman, tümörü geride bırakmadan hastalığı temizlemektir.

Prof. Dr. Tolga Taşçı - Kadın Hastalıkları ve Doğum

Prof. Dr. Tolga Taşçı

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Jinekolojik Onkoloji Uzmanı

Prof. Dr. Tolga Taşçı, Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı’nda öğretim üyesi ve Medical Park Göztepe Hastanesi’nde Kadın Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Uzmanı olarak görev yapmaktadır. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra aynı fakültede uzmanlık eğitimini tamamlamış, mecburi hizmet süresinde Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesinde ilk sezaryen ve jinekolojik operasyonları gerçekleştirmiştir.

2012 yılında Jinekolojik Onkoloji yan dal uzmanlık sınavında Türkiye birincisi olmuş, Etlik Zübeyde Hanım Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde üç yıl boyunca binlerce jinekolojik kanser hastasının cerrahi ve tedavi süreçlerinde yer almıştır. İngiltere’de önemli merkezlerde gözlemci doktor olarak bulunmuş, 2016’da doçent unvanını almıştır. Çok sayıda ulusal ve uluslararası yayını bulunan Prof. Dr. Tolga Taşçı, aynı zamanda akademik dergilerde hakemlik yapmakta ve kadın sağlığı ile jinekolojik onkoloji alanında çalışmalarını sürdürmektedir.

Mesleki İlgi Alanları:

  • Jinekolojik Kanserlerin Tanı ve Tedavileri
  • HPV ve Servikal İntraepitelyal Neoplazi (CIN)
  • Kolposkopi
  • Rahim Ağzı Kanseri
  • Rahim Kanseri
  • Over Kanseri
  • Laparoskopik Cerrahi
  • Endometriozis