Ses Kalınlaştırma Ameliyatı

Prof. Dr. İsmail Koçak
Kulak Burun Boğaz Uzmanı

Ses Kalınlaştırma Ameliyatı ile Ses Ne Kadar Kalınlaştırılabilir?

Ses kalınlaştırma ameliyatları, her bireyde farklı sonuçlar veren cerrahi işlemlerdir. Bunun nedeni, herkesin ses kalitesinin ve yapısının birbirinden farklı olmasıdır. Dolayısıyla, elde edilen sonuçlarda da çeşitlilik gözlenir. Yine de ortalama değerlere bakıldığında, bazı kişilerde 30 Hz düzeyinde kalınlaşma sağlanırken, bazılarında bu değer 70 Hz’e kadar çıkabilmektedir. Özellikle falsetto gibi sesin farklı vibrasyon özelliklerine sahip hastalıklarda 70 Hz’ye yakın bir kalınlaşma mümkündür. Sulcus vocalis gibi durumlarda ise kalınlaşma genellikle 10-20 Hz seviyelerinde kalır.

Kişiden kişiye değişen bu sonuçlar, altta yatan hastalığa göre de farklılık gösterebilir. Ancak her iki temel ameliyat tekniği ile ortalama 40-45 Hz’lik bir kalınlaşma sağlanabilmektedir. Bu değer, çoğu hasta için tatmin edici bir sonuçtur. Örneğin, 250 Hz frekansında konuşan bir kadında 40 Hz’lik kalınlaşma sonrası ses 210 Hz civarına iner ve bu oldukça başarılı bir sonuçtur. Benzer şekilde, 150-160 Hz aralığında sesi olan bir erkekte kalınlaşma sonrası frekans 110-120 Hz seviyelerine düşebilir ve bu da hastanın beklentilerini karşılayan bir sonuçtur.

Bazen daha fazla kalınlaşma elde etmek amacıyla teknik sınırlar zorlanabilir. Ancak bu durum, kişinin anatomik ve mekanik özellikleriyle sınırlıdır. Genel olarak ses kalınlaştırma ameliyatları etkili, kalıcı ve tatmin edici sonuçlar verir. Nadir durumlarda, özellikle ileri derecede ses inceliği yaşayan kişilerde istenen sonuçlara ulaşılamayabilir, fakat bu ihtimal oldukça düşüktür. Ameliyatlar erişkin bireylerde uygulanır, çocuklar için uygun değildir.

Ses Kalınlaştırma Ameliyatı Öncesi Hasta Değerlendirmesi Nasıl Yapılır?

Ses inceliği şikayetiyle başvuran hastalarda ilk aşama, bu durumun yarattığı sosyal ve psikolojik problemlerin ayrıntılı olarak değerlendirilmesidir. İnce sesli kişiler genellikle özgüven sorunları yaşar, seslerinden dolayı sosyal ortamlara girmekten çekinebilir ya da girdiklerinde karşılarındakilerin tepkileri nedeniyle kendilerini yetersiz hissedebilirler. Bu durum, kişinin sosyal olarak daha da içine kapanmasına yol açabilir. Çoğu zaman ince sesli kişilerin konuşmaktan kaçındıkları ya da sosyal ortamları tercih etmedikleri görülür. Yaş ilerledikçe bu sorunların daha da belirginleşmesi mümkündür. Bu nedenle hastaların psikolojik olarak değerlendirilmesi, ses inceliğinin yaşam kalitesine etkilerinin ayrıntılı biçimde ortaya konması büyük önem taşır.

İkinci aşama, ses tellerinin ve titreşimlerinin değerlendirilmesidir. Kişinin ses ölçümleri yapılır ve özellikle sesin frekansı incelenir. Bir erkeğin ses frekansı 150 Hz’in üzerinde, bir kadının sesi ise 240-250 Hz’in üzerinde ise ses ince kabul edilir. Bu durumda ses tellerinin yapısal ve fonksiyonel özellikleri endoskopik yöntemlerle görüntülenir.

Üçüncü aşamada titreşim analizi yapılır. Bu amaçla iki farklı teknik kullanılır. İlki stroboskopi, yani ses tellerinin titreşimlerinin yavaşlatılmış görüntüleme tekniğidir. İkincisi ise yüksek hızlı görüntüleme yöntemidir. Bu sayede ses tellerinin titreşimlerinin düzenli olup olmadığı ve ses kalitesini bozabilecek problemler net olarak anlaşılır.

Son aşama, hastanın tedavi süreci ve yeni ses tonuna adaptasyonunun değerlendirilmesidir. Çünkü sadece cerrahi ya da teknik müdahale yeterli olmayabilir; kişinin yeni sesine alışması ve bunu sosyal yaşamında rahatlıkla kullanabilmesi gerekir. Bu süreçte ayrıntılı inceleme yapılır, işitme veya algısal bir sorun varsa ayrıca değerlendirilir. Böylece hastalar dört aşamalı bir inceleme sürecinden geçirilir ve en uygun tedavi planı oluşturulur.

Kaç Tür Ses Kalınlaştırma Ameliyatı Vardır?

İki tip ses kalınlaştırma ameliyatı bulunmaktadır. Bunlardan biri, lokal anestezi ile yapılan laringoplasti ameliyatıdır; diğeri ise lazerle yapılan glottoplasti ameliyatıdır. Laringoplasti lokal anestezi ile yapılırken, glottoplasti genel anestezi altında gerçekleştirilir ve her iki işlem de hastane ortamında yapılır.

Lazerle yapılan glottoplasti ameliyatı yaklaşık 40 dakika sürerken, laringoplasti daha uzun bir işlem olup yaklaşık 1,5-2 saat kadar sürmektedir. Hasta, ameliyat öncesinde yaklaşık 6 saat aç kalmakta ve hastaneye geldikten sonra gerekli kan tetkikleri yapılmaktadır. Eğer kan testleri normalse, hasta ameliyathane bölümüne alınır. Genel anestezi uygulanacak hastalar burada uyutulur. Lokal anestezi ile yapılacak olan laringoplasti ameliyatında ise hastaya bir miktar uyku anestezisi verilir ve ardından işlem gerçekleştirilir.

Genel anestezi altında yapılan lazerle glottoplasti ameliyatında, hastanın sesi dinleme imkanı yoktur; bu nedenle cerrah, deneyim ve algılarına göre sesin kalınlaşmasını tahmin ederek yapar. Bu ameliyatın en büyük avantajı, dışarıda herhangi bir iz bırakmamasıdır. Ancak, ses telleri üzerinde yapılan bir işlem olması gerekmektedir.

Lokal anestezi ile gerçekleştirilen laringoplasti ameliyatında ise dışarıdan estetik bir kesimle işlem yapılmaktadır. Bu tür bir ameliyatın en büyük avantajı, sesin denenebilmesidir. Ses, akort edilir gibi kalınlaştırılır ve inceltilir. Hasta bu sırada uyanır ve ses denemeleri yapıldıktan sonra tatminkar bir seviyeye ulaştığında işlem tamamlanır.

İşlemin bitiminden sonra hasta odasına çıkar ve yaklaşık 3-4 saat yemek yemez. Ardından, 4. saatten itibaren yemek yiyebilir ve aynı gün veya ertesi gün taburcu olabilir. İşlem sonrasında boğazda bir miktar ağrı ve yutkunmada zorluk hissedilebilir. Ses hemen kalınlaşır ve sesin kullanımı bir haftadan sonra düzenli olarak başlayabilir. Bunun dışında hastalar için herhangi bir kısıtlama yoktur.

Ses Kalınlaştırma Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Ses kalınlaştırma ameliyatı, ses tellerinin gevşetilmesi ile gerçekleştirilir ve bu işlem bir çeşit akord ameliyatı gibidir. Ses telleri belirli bir gerginlikte bulunur ve bu gerginlik, sesin inceliğini veya kalınlığını belirler. Eğer ses normalden daha inceyse, ses tellerinin gevşetilmesiyle daha kalın bir ses tonu elde edilebilir.

Dışarıdan Yapılan Teknikler

Ses kalınlaştırma ameliyatlarının ilk yöntemi, dışarıdan yapılan laringoplasti tekniğidir. Bu işlem estetik cerrahi grubunda yer alır. Boyun bölgesinde estetik bir kesiden girilerek ses tellerinin yapıştığı kıkırdak bölgesi gevşetilir. Ameliyat lokal anestezi altında yapılır ve bu sayede kişinin sesi ameliyat sırasında dinlenebilir. Ses, istenen tona ulaştığında işlem tamamlanır. Ortalama 1-2 saat süren bu işlem, kişiye uygun ses tonunun ayarlanmasını sağlayan bir akord ameliyatı gibidir.

Lazerle Yapılan Teknikler

İkinci yöntem, lazerle yapılan gevşetme tekniğidir. Bu yöntem ağız yoluyla genel anestezi altında gerçekleştirilir. Ses tellerinin yapıştığı nokta lazer yardımıyla gevşetilir. Bu teknikte ameliyat sırasında sesi dinleme imkanı yoktur; ancak sonuçlar oldukça başarılıdır. Bazen daha iyi bir sonuç elde etmek için her iki teknik birlikte de uygulanabilmektedir.

Tarihsel Gelişim

Ses kalınlaştırma ameliyatları, ilk kez 1970’li yıllarda Japon plastik cerrah Hisiki tarafından geliştirilmiştir. O günden bu yana teknikler büyük gelişim göstermiş ve günümüzde çok daha hassas, güvenli ve kaliteli cerrahi işlemler uygulanmaktadır.

Kadınlarda Ses Kalınlaştırma Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Kadınlar doğası gereği erkeklerden daha ince ses tonuna sahiptir. Ancak bazı kadınlarda bu incelik normalin de altına iner. Çok ince sesler kadına çocuksu bir hava verir ve bu durum sosyal hayatta olumsuz etkiler yaratır. Kadın, bir kadın gibi algılanmak yerine çocuk gibi algılanabilir. Özellikle otoriter bir yaşam tarzı planlayan, rekabetçi ortamlarda bulunan ve güçlü figür sergilemesi gereken kadınlar için bu durum daha da belirgin hale gelir. İnce ses, kişinin zayıf ve güçsüz algılanmasına yol açabilir ve karşısındaki imajı zedeleyebilir.

Kadınlarda Ses İnceliğinin Nedenleri

Kadınlarda ses inceliğinin başlıca iki sebebi vardır. İlki yapısaldır. Ses tellerinin doğuştan gelen özellikleri veya mekanik yapıyı etkileyen bazı hastalıklar sesin olması gerekenden daha ince çıkmasına yol açar. Bu durum, kadınlarda çocukça ses tonlarının ortaya çıkmasına sebep olabilir.

Ses inceliği Tedavisi

Kadınlarda ses inceliği tedavi edilebilir. Erkeklerde olduğu gibi sesin gevşetilmesi ve kalınlaştırılması teknikleri uygulanır. En sık kullanılan yöntemlerden biri ses tellerine yapılan enjeksiyonlardır. Bu uygulamalar, yüz estetiğinde kullanılan dolgu enjeksiyonlarına benzer şekilde yapılır. Ancak kullanılan maddenin kalıcılığı sınırlıdır. Teknolojik olarak kalıcı bir dolgu maddesi henüz bulunmamıştır.

Kalıcı bir çözüm sağlayan yöntemler ise cerrahi tekniklerdir. Bunlardan biri laringoplasti yöntemidir. Lazerle yapılan gevşetme laringoplastisi, sesin akord edilmesi gibi kişinin konuşarak katılımıyla gerçekleştirilen bir işlemdir. Diğer bir yöntem ise tamamen içeriden, lazerle yapılan cerrahidir. Bu teknikte işlem sırasında ses denenemez, ancak kişi uyandığında sesi belirgin şekilde kalınlaşmış olur. Her iki yöntem de kesi olmadan uygulanır ve bir hafta içinde kişinin konuşmaya başlamasına olanak tanır. Zamanla ses oturur ve doğal bir tonda yerleşir.

Özetle…

Kadınlarda ses kalınlaştırma ameliyatları oldukça etkili, kalıcı ve başarı oranı yüksek işlemlerdir. Bu ameliyatlar, estetik açıdan kişinin sosyal hayatını olumlu yönde etkileyen güvenilir cerrahi yöntemlerdir.

Ses Kalınlaştırma Ameliyatı Sonrası Süreç Nasıldır?

Ses kalınlaştırma ameliyatlarının ardından, hastalarda iki yönlü bir süreç yaşanır: biri sesin fizyolojik olarak oluşumundaki değişiklikler, diğeri ise kişinin bu değişiklikleri algılayış biçimidir. Bu süreç, genellikle altı ay ile bir yıl arasında devam eder.

Ameliyatın hemen ardından ses tellerinde belirgin bir kalınlaşma meydana gelir ve bu da oldukça kalın bir ses tonuna yol açar. İlk haftalarda ödem etkisiyle bu kalınlık yoğun hissedilir. Beşinci ya da altıncı haftadan itibaren ödemin azalmasıyla ses yeniden incelmeye başlar. Ancak bu incelme, ameliyat öncesindeki kadar değildir. Ön tarafta kalan ödemin titreşimi etkilemesi nedeniyle geçici bir incelik dönemi yaşanır.

Altıncı aydan sonra ses gerçek anlamda oturmaya başlar ve bir yılın sonunda kalıcı hale gelir. Bu dönemde, ameliyat sonrası ilk altı ay içerisinde hem en kalın hem de en ince ses tonlarının yaşandığı görülür. Bu nedenle hastalar kafalarında karışıklık yaşayabilir, ancak bunun geçici bir süreç olduğunu bilmeleri yeterlidir.

Kişiler, kendi sesleriyle sürekli iç içe oldukları için kalınlaşmayı fark etmeyebilir. Çevresindekiler de bazen bu farkı algılamakta zorlanabilir. Ancak ilk kez karşılaşılan kişilerin tepkileri, değişimin daha net anlaşılmasına yardımcı olur. Bu nedenle ameliyat sonrasında hastalardan düzenli ses kayıtları alınması önerilir. Bu kayıtlar sayesinde ameliyat öncesi ve sonrası arasındaki fark daha somut biçimde görülebilir.

Sonuç olarak, ses kalınlaştırma ameliyatları başarılı ve etkili işlemler arasında yer alır. Ancak değişimin algılanması her zaman kolay olmayabilir. Bu durum zaman zaman dezavantaj gibi görünse de, aslında kişiyi ani değişim kaynaklı kaygılardan koruyarak avantaja da dönüşebilir.

Prof. Dr. İsmail Koçak

Prof. Dr. İsmail Koçak

Kulak Burun Boğaz Uzmanı

Prof. Dr. İsmail Koçak, ses bozuklukları ve vokoloji konusunda uzmanlaşmış bir kulak burun boğaz (KBB) doktoru, biyomedikal mühendis ve homeopattır.

Aslen bir müzisyen olan Dr. Koçak, 1993 yılından beri ses tedavisi yapmaktadır. Çok yönlü geçmişi sayesinde profesyonel ses tedavisi ve vokal performans sanatları tıbbı alanında uzmanlaşmıştır. Bugüne kadar ses estetiği ve doku koruma alanında kullanılan üç önemli cerrahi tekniğin mucidi olmuştur. “Ses sihirbazı” olarak anılan Dr. Koçak, ülkesinin Eurovision ekiplerinin vokal sağlığıyla da ilgilenmektedir.